TOPRAĞI GİYİNİP GÜLÜMSEYEN DEVREMİN ANISINA


        Hatırlamakta zorluk çektiğim değerli öğretmenlerimizden birinin dersini geride bırakmış, teneffüse çıkmak üzereydik. Sevip de orta düzeyde götürmeye çalıştığım resim dersine dünden başlayıp bitiremediğim ağaç resmimin guaşla boyamasına sıra gelmişti ki geç kalmamak için zil çalar çalmaz dışarıya fırlayan öğrencilerden sonra kendimi ağacımın yanında buldum. Ve hemen bu kara rengiyle beyazı yanına alarak soluk yeşilin üstünü gri geçmeye çalışırken bir bakıma kendimizi ele veren bir ayrıntıya kaptırmadan boyanmasına devam ettim. 

       Herkesin hatırlayabilmesi için okulumuza yakın İçki Fabrikasıyla bitişik ihate duvarıyla, yatakhanemizin köşesine yakın yerde yıllar önce ekilip dumanda kalan ağaç. Özellikle ikinci ve son sınıf öğrenci arkadaşlarımızın etrafında toplandıkları ağaca yakın duruyordum. El salladığımız yanıbaşımızdan geçenlerle merhabalaştığımız bir süre sonra ağacın etrafında bir kaç kümeye dönüşerek ''Boğuyoruz'' hissini aldım ağacın donuk boğuk kalan renginden; fırça izleri sanki tırmalamıştı gövdesini kalın dallarını...

        Boyanın tüplerinde kalanlarla yetinmeye çalışırken birkaç renkle yansıtmaya çalışmış bu teneffüste de bitiremeyeceğimin farkındaydım. Birkaç adım geriye çekilip soluk almak isterken siyah, kırmızı, yeşil, beyaz birbirlerine sarı'lıp bana içlerini dökerken bir başıma topladım; ellerimde, yüzümde izi kalan gerilmekten boşalmış tüplerimle dersime ne kadar geç kaldığımın farkında değildim. 

        Nihayet resim öğretmenimin benden önceki arkadaşlarımla içeri girince bana atılmış tokattan da beter oldum sanki. Cesaretimi toplayıp uygun bir şekilde içeri girdiğimde beni bir uğultuyla karşılayan arkadaşlarımdan çok gözlerim öğretmenimi ararken rahmetli Hayrettin Şeker'in kahkahalarıyla karşılaştım ki sesi hala kulağımda. Birden Zafer öğretmenimin beni derse almayacağını düşünmüş olabileceğini elimdeki resim kağıdını alarak bir süre inceledikten sonra arkadaşlarıma gösterip ünlü sözcüğünü ve tabii ki sanatı en anlamlı ifade eden deyim ve özlü sözlerle bana verilebilecek en güzel bir ödül oldu sanki ''Blok!''

        Farkında olmadan harcadığım emeğin karşılığını hem de canımdan çok sevdiğim arkadaşlarımın önünde geç kalışım affedildi.

Dün gibi hatırladığım özlü güzel sözün:

''Sanatçının kirli elleri medeniyetin aynasıdır.'' bir diğeri ise:

''Sanatçıdan ve sanattan yoksun bir toplumun, hayat damarlarından biri kopmuş demektir!..''

        Sizlerle paylaşmak güzel bir duygu iken toprağı giyinip gülümseyen arkadaşlarımızı anarak sizlere elli yıl sonra hem de saygıdeğer öğretmenlerimizle bu anıları canlandırmak, derinliğinden haz alıp yoğrulmak, sayenizde bu dayanışmayı eğitim ve özellikle sanat adına anımsatmak gerçekten ne güzel bir duyguymuş bir kere daha ve yine bir kez daha yaşamak, yaşamak!  Saygılarımla...   

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Ek bilgiler