BİR ARADA YAŞAMAK

 

M. Latif Yıldız

Atalarımız “yalnız taştan duvar olmaz” demişler. Evet, nasıl ki tek taştan duvar olmaz ise insanlar da tek başına yüklendikleri sorumluluğun, işlerin, görevin üstesinden gelemezler. Tıpkı “el el ile, değirmen yel ile” dedikleri gibi. Yel değirmeninin nasıl rüzgâra ihtiyacı var ise insanın da zorlukları aşması için dayanışma ve yardımlaşma ihtiyacı vardır. Yerleşik hayata geçildiği günden bu güne toplumsal hayatta insanlar bir arada yaşamak, yardımlaşmak ve dayanışma üzerinde kurulmuş bir dünya düzen içinde günümüze kadar gelmişler.

Bana sorarsanız 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde bir arada yaşamak, bir araya gelmenin en güzel örneğini 1990 yılından beri tam 26 yıldır bu felsefe üzerinde eğitilen Diyarbakır İlk Öğretmen Okulu mezunlarının gösterdiği çabadır. 1968 mezunu olduğum için “68 mezunları” sözüme öncesi ve sonrası mezun olanların hoşgörüsüne sığınarak yazımı sürdürmek isterim.

Öğretmen, gazeteci yazar olarak iki hafta önce bir süreliğine yazılarıma ara vereceğim dedim. Çok geçmeden yine yazıyorum. Yazıyorum çünkü şahit olduğum örnek “dayanışma ve buluşmayı” tam da büyük zorluklar içinde geçtiğimiz bu günlere denk geldiği için yazıyorum.

Meramım ne bir makaleye daha imza atmak değil (48 yılda on binlerce haber, makale ve yüzlerce röportaja imza attım.) Meramım 26 yıllık buluşmamıza rağmen 48 yıl sonra bazı arkadaşların ilk kez toplantılarımıza katılmalarıyla onları aramızda görmekten kaynaklandığı gibi, yaşadığımız sorunlara çare olacak bir örnek davranışta bulunduğumuz içindi.

Öğretmen, gazeteci, yazarların ortak yanları şahit oldukları hayatın, olayların kâtibi, tercümanı olmalarından kaynaklanmasıdır. Yeterince yazarak kendimi tatmin ettim; çok şükür kendime göre takip edenlerim de var. Şöhret, para kazanma devrimi de kapattım. Mamosta, hocam, öğretmenim, üstat desinler diye bu yazıyı yazmadım. Olmasını arzuladığım 100’ü aşkın arkadaşlarımla tabiat harikası beldede birlikte güzel bir dayanışma, hoşgörü içinde geçirdiğimiz 5-6 günün anısına kaleme aldım. Yaşadığımız bu zor sürece örnek olur umudu ile kamuoyu ve ülkeyi yönetenler ile paylaşmak istedim.

Doğrudur adı “Diyarbakır Öğretmen Okulu” ama sadece bölgeyi temsil etmiyorlardı. Diyarbakır’dan Edirne’ye, Kars’tan İzmir’e, Samsun’dan Mersin’e Mezun yılında 67, bugün 81 İl’den her renk, düşünce, inanç, görüş, etnik kökenden gelen emekli öğretmenlerdik. Onları okutan öğretmenleri ile bir arada haza insan, hoca, muallim, öğretmen, eğitmen, iyilik timsali insanlar oldukları için öğrencilerini de kendileri gibi yetiştirmişlerdi.

İşte o öğretmen ve öğrenciler Muğla’da Mayıs’ın son haftasında bir araya geldik. Beş gün boyunca ülkenin ayrışan, akan kardeşkanı; olumsuzlukların, siyasi bölünmenin doruğa çıktığı günlerde çok güzel birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma örneği verdiler. 1-2 farklı ses çıksa da yüzde 98 “ortak paydada” buluştuk, dertleştik, konuştuk; geçmişi, okul yıllarımızı andık. Yaşadığımız olumsuz ve üzücü günlerin hatırına bir ve beraberlik örneği verdik. Öğretmeni, öğrencisi kavgalı, savaşlı günleri unutturacak davranış içinde beraber yaşama sanatını topluma ve yönetenlere yansıtacak bir duygu seli yaydık.

Çünkü herkesin bir birini olduğu gibi kabul etme, eşit ve adil olma; eğitim alma ve eğitim verme üzerine programlanmıştık. Öğrencilerini bu ilkeler üzerine eğiten Diyarbakır Öğretmen Okulundan mezunu hiçbir öğretmen öğrencisine “benim istediğim gibi olacaksın” buyruğunda ders vermedi ve de eğitmedi. Sinmediği gibi, hiçbir zaman sindirenlerden olmadı.

Diyarbakır Öğretmen Okulu Mezunlarının kahır ekserisi kişilikleri ile anılan birer marka olmuşlardı. O yüzden içlerinden birçoğu belli yerlere geldi. Öğretmenliğini sürdüren ise bir arada yaşama güdüsünü, o güdünün yaşama kazandıracağı yüceliği, sevinci, mutluluğu, güveni öğrencilerine aşıladılar. Muğla toplantısında bunların yok olması onları kahrediyordu.

Bugün AB ülkelerinde milyonlarca Türk kökenli işçilerimiz gittikleri ülkelerde farklı kültürlere rağmen birlikte, bir arada yaşama evrensel sorununu denemiş ve başkaca modeller varken; acaba biz neden 900 yıl birlikte yaşamışken farklı kimlikleri hala sorun ediniyoruz. Neden işlemedikleri suçu işlemiş gibi ( Kütahya’da bayrak yakma provoke söylentisi gibi) bir yaklaşım sergileyerek bir birimizi linç etmeye kalkışıyoruz. Neden terör var diye canım tarihi şehirlerimizi yakıp yıkıyoruz? Diyarbakır öğretmen okulu öğretmen ve öğrencileri olarak bunu bir türlü anlayabilmiş değiliz.

Diyarbakır Öğretmen Okulu Mezunları farklı kimliği hukuk, eğitim ve baskı yolluyla eritmeyi, yok saymayı yani asimile etmeyi benimsemedikleri için mi başarılıydılar. Bu yolun yol, bu modelin model olmadığını, toplumsal barış, bir arada yaşamak için yanlışı tercih etmenin doğru olmadığını benimsedikleri için mi 1974 yılında bu okullar kapatıldı.

Oysa o kuşak “barış içinde bir arada yaşamak” için eğitilmişlerdi ve eğitiyorlardı. Bu koşulları pekiştirme arayışı içinde formüller üretiyorlardı. Ne yazık ki eğitimde beklenmeyen strateji değişiklikler bu günlerin hazırlayıcısı olduğunu üzülerek ifade etmek zorundayız.

Muğla buluşmasında öncelikli bir araya gelme, dayanışma örnekli buluşmada siyaseti az konuştuysak ta lisani hal; gözlerimiz, vücut dilimiz ile bir araya gelerek, toplu dayanışma örneği vererek günümüz siyasetçilerine, devlete, topluma bir mesaj verdik. Konuşarak, bir araya gelerek, diyalogla, ortak paydalarda buluşarak her sorunun altından kalkabileceğimizi, ne kadar ağır olursa olsun sorunlarımızı halledebileceğimizin örneğini sergiledik.

Biliyorum Diyarbakır Öğretmen Okulu mezunu öğretmenlerin düşünce ve çözüm yolu azınlıkta kalsak da bir arada yaşamanın tek yolu onların gösterdiği çizgidir. Çünkü 78 milyon aynı vatanda aynı kaderi paylaşıyor, aynı güne uyanıyor, aynı güneş ile ısınıyoruz.

Diyarbakır Öğretmen Okulu mezunları Muğla’dan yurdun dört bir yanına dağılırlarken umutları o güneşin 78 milyonu ısıtması; barışı getirmesi dileği ile 2017 de yeniden buluşmak üzere dağılarak her biri yaşadıkları il, ilçe, belde, köylerine doğru yol aldılar. Gelecek sene buluşmak üzere bir birlerine Allaha ısmarladık dediler. Dilerim gelecek seneki toplantımız barış, kardeşlik, bir arada yaşamanın yılı olarak daha büyük bir katılımla kutlarız.

Hoşça kalınız.

Yazarın Diğer Yazıları:

*Arkadaşılk

*Kardeş Acısı

*Bayram ve Mezarlıklarımız

*Muhacirler ve Kurban Bayramı

Yorumlar   

#1 SEVİM MUTLU KORKMAZ 06-06-2016 07:14
LATİF KARDEŞİM MAKALENİ OKUDUM. NE GÜZEL İFADE ETMİŞSİN ORTAK SEVGİ HASRET DOLU DUYGULARIMIZI. KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.
MUTLULUĞUN DORUĞUNU YAŞADIK HEP BİRLİKTE. İYİ Kİ YILLAR SONRA KARŞILAŞTIK. HEPİNİZİ SEVİYORUM.
ALLAHA EMANET OLUN.
Alıntı | Yöneticiye raporla

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

Ek bilgiler